Bugüne kadar yapılan turlardan çok farklı olarak hazırlanan Gito’dan Düşler Vadisi’ne turumuz, Doğu Karadeniz’in, doğusundan en doğusuna kadar süren bir serüven. Rize-Artvin Havaalanı’nda (RZV) buluşma ile başlayan turumuz, Rize’nin Hemşin ve Çamlıhemşin ilçelerinin tam arasında, Fırtına Vadisi’nin en muhteşem manzaralı noktalarından birine kurulmuş olan Gito Yaylası ile devam ediyor. Verçenik’ten Kaçkarlara, Pokut’tan Laz Yaylalarına kadar geniş bir manzaraya sahip olan Gito’da bulutların üzerinde 2 muhteşem gün geçirdikten sonra Artvin’e doğru yol alıyoruz ve bir orman denizi içinde yer alan Karagöl’den başlayarak, yine bulutların üzerinde seyrederek yer yer Karçalların eteğinden, yer yer tepesinden ilerleyip UNESCO’nun 2005 yılında Biyosfer Rezerv Alanı ilan ettiği Düşler Vadisi Maçahel’e iniyoruz. Bu turumuz şu anda endemictours’un en popüler turu olma özelliğini taşıyor. Özellikle uzun ve zorlu yürüyüşler arayan misafirlerimiz için oluşturulmuş Gito’dan Düşler Vadisi’ne turumuz Haziran – Ekim ayları arası düzenli olarak her hafta yapılmaktadır. Rezervasyon yapmak için yoğun sezonu beklemeyin, hemen yerlenizi ayırtın. Tecrübeyle sabittir, pişman olmayacaksınız 🙂
Sabah saatlerinde Rize-Artvin Havaalanı’nda buluşmamızın ardından sahil şeridini takip ederek doğu istikametinde Ardeşen’e kadar ilerliyor ve daha sonra güneye kıvrılarak Çamlıhemşin üzerinden Zir Kale’yi geçtikten sonra, yaklaşık 2070m rakımda bulunan, yaklaşık 50 haneli olan ve de terasından eşsiz bulut denizi manzaraları görebileceğimiz, bunun yanında Pokut Yaylası, Çat Köyü, geceleri Verçenik’e kadar uzanan manzarası ile iki güzel gecenin bizleri beklediği Gito Yaylası’na doğru yol alıyoruz. Yaylamıza vardıktan sonra odalarımıza yerleşip akşam yemeğimize kadar serbest zaman veriyoruz. Eşsiz manzara karşısında kendinize gelmek için sakin bir şekilde beklemenizi öneririz.
Kahvaltımızın ardından aracımızla 1 saat yolculukla Ambarlı Yaylası’na varıyoruz. Burası 2570m rakımda, 30-35 klâsik yayla evi olan bir yayla. Aracımızla buraya vardıktan sonra hava durumuna göre fotoğraf molası veriyoruz. Ardından Üç Göller’e yapacağımız 2 saatlik yürüyüşe başlıyoruz. Yürüyüş çok zorlu değil, patika tatlı bir eğimde ilerliyor. 3000m rakımda bulunan Balıklı Göl’e ulaşmayı amaçladığımız bu günde hedefimizden önce 2800m dolaylarında bulunan Taraklı, Sandıklı ve Kuzu Gölleri’ni de görüyoruz ve sonrasında 30 dakikalık bir yürüşün ardından hedefimiz olan Balıklı Göl’e ulaşıp, gölde bulunan balıkları seyrediyoruz. Hatta gölde balıklarla yüzmek de mümkün. Her ihtimale karşı mayo/şort ve havlunuzu yanınızda bulundurunuz. Bugün öğle yemeğimizi, göl kenarında kumanya şeklinde alıyoruz. Dönüşte Gito yaylasının biraz üstündeki seyir alanında hava durumuna göre fotoğraf molası veriyoruz ve şansımız yaver giderse eşsiz bulut denizi manzaraları eşliğinde fotoğraf çeke çeke ilerliyoruz. Toplam yürüyüşümüz 4-5 saat civarında. Akşam yemeğimiz Koçira’da yine. Bu akşam sürprizimiz olabilir, söz vermiyoruz; imkân dahilinde.
Sabah kahvaltımızın ardından eşyalarımızı aracımıza yükledikten sonra ev sahiplerimize ve yaylamıza veda ederek başka bir diyara; Gürcüler diyarına doğru yola çıkıyoruz. Sahile indikten sonra Hopa üzerinden güneye kıvrılarak 5228m uzunluğundaki ülkemizin en uzun ikinci tünelinden geçerek Borçka’ya iniyoruz ve önce öğle yemeğimizi yiyoruz. Ardından programımızda ilk sırada bir orman denizinin içerisinde bulunan Karagöl geliyor. Göl kıyısındaki çay ve fotoğraf molasının ardından aracımızla ilk manzara durağımız olan Atanoğlu Yaylası’nın tepesine çıkıyoruz. Manzara karşısında umarız bayılmazsınız. Buradan ayrılabilirsek Heba Yaylası’na geçiyoruz ve yayla evimize yerleşiyoruz. 2000 metrenin üzerinde kurulu Heba yaylası, gökyüzüne bulutlardan daha yakın olmanın keyfini çıkaracağınız doğal bir podyumdur. Bu podyumda köpük köpük ve tüm yeryüzünü sarmışçasına yoğun, bulut denizlerinin doyumsuz manzarası sizi bekliyor olacak ve aynı zamanda Saniye ablanın muhteşem yemekleri ve oğlu Erhan’ın esprili kişiliği ile Burhan abinin yemek düşkünlüğü unutamayacağınız bir gece yaşatacak sizlere. Bu yaylada elektrik yok, jeneratör kullanılıyor. Biz genelde onu da istemiyoruz ki tamamen yayla ortamını yaşayalım.
Kahvaltımızın ardından Otingo ormanlarının ve Karçal zirvesinin manzarası eşliğinde yürüyüşe başlıyoruz. Oldukça keyifli ve endemik kır çiçeklerinin renk kattığı yaklaşık 5 saatlik yürüyüşümüz esnasında iki yanı uçurum bir sırt üzerinden, adını bir su kaynağından alan Beyaz Su Yaylası’na ulaşıyoruz. Beyaz Su Yaylası, Karçal Dağının zirvesinin hemen altında yer alır ve uçsuz bucaksız çimenler arasında yeryüzüne çıkan beyaz köpüklü sulardan ismini alır. Tetri Skali isimli bir pansiyonun bulunduğu bu yayla Otingo ormanlarının üzerinde bulunmaktadır. Karçal Dağları ise, yaylaların orman çizgisine yakın olması sebebiyle Alplerde görebileceğiniz görüntülerle süslü bir dağ silsilesidir. Buzul gölleri, masalsı ormanları, uçsuz bucaksız yaylaları, bembeyaz köpüklerini alabalıkların kırmızı benekleriyle boyadığı dereleri ve modern yaşamın yüreklerini kirletemediği insanları iliştirdiğimiz, Kafkasya’dan Anadolu’ya geçen bu gizemli Karçal zirve rotasında, neredeyse yöre insanlarının bile girmeye cesaret edemediği dağın mahrem yerlerini adımlıyoruz. Akşam konaklamamız Hızır dayımızın yayla evinde.
Bugün günlerden “insan gibi değil” dostlar! “Turun yürüyüşü”nü yapacağımız bu gün güçlü bir kahvaltının ardından yaylamıza veda ediyor, ardından Maçahel Vadisi’nin eşsiz manzarası eşliğinde önce Yıldız Gölü’ne ulaşıyor ve aşıdı aştıktan sonra Şrata göllerine iniyoruz. Ardından 40 Dolambaçlar üzerinden Çikunet Yaylası’na varıyoruz. Burada aracımızla buluşuyoruz. Naçadirev Göllerine ve Lekoban’a doğru aracımızla ilerliyoruz. Eğer yürümeye devam etmek isteyen olursa göllerden itibaren yaylaya yürüyebiliriz. Bugün yaklaşık olarak 8 saat yürüyeceğiz ve inişler-çıkışlar, çarşaklar, çiçekler, göller, kayalar ve doğa adına ne varsa bulacaksınız. Fakat Lekoban yaylasında yiyeceğiniz akşam yemeği bütün herşeyi unutturacak sizlere. Sonraki günkü kahvaltı ile ilgili de hiç yorum yapmıyoruz; bilenler bilir. Bilmeyenler de bundan böyle bilecekler. Bugün için hava şartları çok önemli. Eğer uygun hava şartları yoksa, başka bir rotadan yaylamıza ulaşıyoruz. Bu durumda sadece Şrata Göllerini ve 40 Dolambaçı kaçırmış oluyoruz. Yıldız Gölü, Karçal Dağının üç kardeşler adı verilen sarp kayalıklarla çevrili bölümündeki heybetli bir buzul gölüdür. Gökyüzü kadar mavi ve berrak sulara sahip göl yaklaşık 2900 metre rakımda. Çikunet Yaylası, Maçahel köylülerinin Şavşat topraklarından aldığı yaylalardan biridir ve en yükseği olma özelliğine sahiptir. Şrata ise tam bir cennet görünümünde, etrafı binbir renkli çiçeklerle çevrili, kimi zaman turkuaz, kimi zaman da adı gibi bulanık, bol sulu ayran gibi bir göldür.
Hayatımızın kahvaltısından sonra pansiyondan ayrılıp aracımız ile yaklaşık 5 dakikalık yolculukla İnce Geçit’e tekrar çıkıyor ve Maçahel‘e doğru yürümeye başlıyoruz. İlk durağımız Fındık Yaylası. 2 saat içinde yaylaya varıp çay molamızın ardından, Batum Vadisi‘ni seyreyleyip, ardından Efeler tabiat koruma alanı içinde yer alan ve Biyosfer rezervi ilan edilen yağmur ormanları içindeki patikamızdan inişe geçiyoruz. Zengin flora ve fauna yol boyu bizlere farkını hissettirecek. Aracımıza ulaşmadan Fındık Köprüsü altında dereye ayaklarımızı sokuyor ya da kendimizi de dereye bırakarak serinliyor ve yorgunluğumuzu atıyoruz. Geriye kalan yarım saatlik yürüyüş bize yemek sonrası tatlı gibi olacak. Yol boyu anıt ağaçlarını görmek mümkün. Devasa gövdeleriyle yaşları 500 ila 600 arasında olan gürgen ağaçları karşılayacak bizleri Maçahel’de.
Lezzetli yöresel yemekler ve Karçal Dağı‘nın muhteşem manzarası eşliğinde tüm yorgunluğumuzu atmış bir şekilde, günümüzü Maçahel Vadisi‘nin doğal ve tarihi güzellikleri arasında geçiyoruz. Sabah kahvaltısından sonra aracımıza binip kısa bir yolculukla Maral Köyü’ne gidiyoruz. Köy camisi ve ahşap mimarisini fotoğrafladıktan sonra yürüyüşümüze başlıyoruz. Yürüyüşümüz, patika-toprak yol arası bir parkurda geçiyor. Neredeyse düz bir yürüyüş, herkes kolaylıkla yapabilir. Şelalenin sesini duyduğunuzda ve bir kaç dakika sonra şelaleyi gördüğünüzde tatil için Karadeniz’i seçtiğinize bir kez daha memnun olacaksınız. Şelaleye yukarıdan bakmak çok güzel ancak dibinden bakmak, hatta şelalenin altına girmek ister misiniz? O zaman rehberinizi takip edeceksiniz. Şelaleye inen dik patikayı dikkatli bir şekilde kat ettikten sonra, şelalenin altına doğru yürüyoruz ve kendimizi serin sulara bırakıyoruz. Tur dönüşünde arkadaşlarınıza, ülkemizin en yüksek tek kırımlı şelalesine girdim, diyerek hava da atabilirsiniz. Şelale ziyaretinden sonra öğle yemeğimiz için Sevda Abla’mızın evine gidiyoruz ve müthiş yöresel yemeklerinden tadıyoruz. Daha sonra Camili Köyü’nden geçerek havaalanına doğru yola çıkıyoruz. Sizlere turumuza katıldığınız için çok teşekkür ediyor, bir dahaki sefere bir başka turumuzda tekrar görüşmek dileğiyle, iyi yolculuklar diliyoruz.
Unutmayınız ki, uçak fiyatları her an değişebiliyor. Hatta yoğun sezonda yer bulmak zor veya çok pahalı olabiliyor. Rezervasyonunuzu ne kadar erken yaptırırsanız sizin için o kadar avantajlı olacaktır.
Bu turumuzu konaklama yerlerinin müsaitliğine göre gerekli görüldüğü takdirde tersten de yapabiliriz. Ayrıca belirtilen konaklama yerleri, sezon yoğunluğuna bağlı olarak kalite standardını düşürmeden ve programda eksik bırakmadan alternatif konaklama yerleri ile değiştirilebilir. Ayrıca rehber gerekli gördüğü takdirde programda değişiklik yapma hakkına sahiptir.
Katılımcıların kimlikte yazılı şekilde tam adı-soyadı
Zorunlu seyahat sigortası ve tur dosyası için TC kimlik numaraları ve doğum tarihleri
GSM numaraları, mail adresleri
Tur bedelinin %30’u kadar kapora alınır, geri kalan tura çıkmadan en geç 1 ay önce tahsil edilir.
Lütfen çok eşya ve büyük valiz getirmeyin! Araca sığdırmakta zorlanıyoruz!
Trekking tarzı bilekli bot (Gore-tex olması önerilir.)
En az 30 litrelik sırt çantası (Yağmurluklu olanlardan olursa iyi olur.)
Yağmurdan korunmak için yağmurluk veya panço. Ya da gore-tex montlar.
Sentetik kumaşlı pantolonlar. (Kot pantolon kesinlikle önermiyoruz. Islanınca kurumaz ve sizi soğuk tutar.)
Sizi soğuktan koruyacak bir sweat-shirt, kazak veya polar mont.
Bolca t-shirt (her gün için 2 tane – terledikten sonra değiştirmek için)
Bolca çorap
İhtiyacınız olan günlük ilaçlarınız varsa yanınıza almayı lütfen unutmayınız.
Bir bere ve eldiven çantanızda bulunsun. Bazen çok yükseklerde bir anda soğuk olabiliyor.
Çok gerekmiyor ama bir tozluk işinize gerçekten yarar.
Rehberinizde ilkyardım çantası var, ancak sizin de ufak bir ilkyardım çantası hazırlamanızı öneririz..
Endemik, bulunduğu bölgenin ekolojik şartlarından dolayı sadece belirli bir bölgede yetişen veya yaşayan, dünyanın başka hiçbir yerinde yaşama veya yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü bitki (canlı) türüdür.
E-Bülten listemize kaydolmak için E-posta adresinizi girebilirsiniz.